Archive 2017

Hayatımızda mutluluk verici olarak adlandırdığımız besinler ve tatlılar zamanla vazgeçilmesi zor bir alışkanlık haline gelebiliyor. Sıklığına ve miktarına dikkat edilmediği takdirde, kilo ile birlikte sağlık problemlerine neden olabilen şeker içeren besinler kısıtlanmalıdır. Tatlı tüketiminde sıklığına ve miktarına dikkat! Dengeli bir beslenmede vücudumuzun temel enerji kaynağı olan glukoz(şeker) ihtiyacı, doğal besinlerden sağlanmaktadır. Çocukluktan itibaren insan hayatında

Daha fazlasını oku

Esrar, eroin, kokainle birlikte sentetik uyuşturucular her yaştan insanı, özellikle gençleri çok ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Toksik etkileriyle de çok tehlikeli olan uyuşturucuların, beyin hücrelerinde kısa sürede hasara yol açan, şizofreniye benzer bir durum ortaya çıkaran, ani kalp durmalarına neden olan bir çok kimyasal maddeden oluştuğu görülmüştür. Solunum yoluyla (burundan çekilerek) alındığında, akciğerlerden anında emilerek

Daha fazlasını oku

Yaz mevsiminde, havada bulunması gereken %40 ile %60 oranındaki nemin %90’lara çıkmasıyla birlikte hissedilen sıcaklığın miktarı artıyor. Yüksek nem oranı insanlar üzerinde özellikle kalp damar ve solunum sistemi başta olmak üzere psikolojik olarak da olumsuz etkiler yaratabiliyor.    Yüksek nem oranı nefes darlığına sebep olabiliyor Havanın belirli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nem miktarının  %100 olması, havanın suyla

Daha fazlasını oku

Bir alışkanlık olarak karbonhidratlar(şekerler) ihtiyaçtan fazla alındığında vücuda zararlı olmakta, “azı karar çoğu zarar” sözü burada da gerçekleşmektedir. Özellikle, fruktoz, glukoz gibi rafine şekerlerle hazırlanan tatlıları, bayramda çok fazla yiyen şeker hastalığı olmayan insanlar bile, gözlerini acil servislerde açmaktadır. Tatlılardan sonra, meşrubat ve meyve sularının, hatta suyun fazla içilmesi durumu daha ağırlaştırmaktadır.     Öncelikle,

Daha fazlasını oku

ALS olarak geçen yıllarda bir kova buzun baştan dökülerek farkındalık oluşturulmaya çalışılan,  Amyotrofik Lateral Skleroz veya Motor Nöron Hastalığı, beyin ve omurilikteki hücrelerin ilerleyici harabiyetiyle, özellikle kol ve bacak kaslarında zayıflık, güç kaybı ve erimeye (atrofi) neden olmaktadır. Daha sonra yaygınlaşarak bütün kaslar etkilenir, konuşma ve yutma güçlüğü, hatta solunum yetmezliği gelişebilir, yatağa bağımlı hale gelebilir.

Daha fazlasını oku

Bağışlanan 1 ünite tam kan, eritrosit, trombosit ve plazmaya ayrılarak, 3 farklı hastanın ihtiyacını karşılayabilir Hastalık ve kazalarda kan ihtiyacı, kan yerini tutacak bir tedavinin olmaması nedeniyle, çok değerli ve kutsal görev olan gönüllü kan bağışıyla sağlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre en güvenilir kan; kendi özgür iradesiyle, hiçbir karşılık beklemeksizin, gönüllü, düzenli ve bilinçli

Daha fazlasını oku

Dengeli bir beslenmede vücudumuzun temel enerji kaynağı olan glukoz(şeker) ihtiyacı, doğal besinlerden sağlanmaktadır. Şekerli besinler ve tatlılar, vazgeçilmesi çok zor bir beslenme alışkanlığımız, güzel bir damak tadımız olmuştur. Çocukluktan itibaren insan hayatında sürekli çikolata, dondurma, çeşitli şekerlemeler yer aldığından, yetişkinlik döneminde de beslenmede aynı alışkanlık devam etmekte, tatlı yerken mutluluk duyulmaktadır. Tatlı yenilmemesini gerektiren şeker

Daha fazlasını oku

Her bir sigara içildiğinde yaklaşık 1.5 mg alkaloid bir madde olan nikotin vücudumuza girmektedir. Beyini etkileyerek zamanla artan bir istek uyandırarak, yüksek seviyede bağımlılığa neden olmaktadır. Aynı şekilde diğer tütün ürünleriyle de özellikle nikotin, katran, karbonmonoksit olmak üzere, 7000 kimyasal madde kana karışarak bütün hücrelerimize zarar vermektedir. Hatta bunlardan 70 tanesinin karsinojenik etkileri bulunmaktadır. Tütünde

Daha fazlasını oku

Kontrolsüz bir şekilde, aşırı iftar ve sahur yemekleri, reflü, gastrit gibi mide hastalıkları yanında,  tansiyon ve kan şekeri düzeylerinde ciddi değişikliklere yol açmaktadır.     Sağlıklı kişilerde, uzun süre aç kalmalarda, kan şekeri düşmeye başladığında,  vücutta salgılanan hormonların etkisiyle normal düzeylere çıkarılmaktadır. Yani hipoglisemiye fizyolojik bir cevap olarak, insülin hormonu azalırken, kan şekerini düşmesini engellemek

Daha fazlasını oku

Yapılan araştırmalar dünyada olduğu gibi ülkemizde de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek arttığını ve obezitenin özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi etkisi altına almaya başladığını göstermektedir. Sağlıklı bir diyet veya beslenme ile birlikte düzenli fiziksel aktivite yapmak, özellikle obeziteyi önlemek olmak üzere, beden sağlığımızı korumaya yardımcı olur. Hayatımız boyunca belli düzeyde fiziksel aktivite yapmaya özen

Daha fazlasını oku