Alzheimer Hastalığının olup olmadığını nasıl anlarım?
Alzheimer hastalığı, yaşlanmanın normal bir parçası değildir.
Bellek problemleri tipik olarak bilişsel kayıpların ilk uyarı işaretlerinden biridir. Alzheimer hastalığı olan biri aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasıyla karşılaşabilir:
- Bir şeyi yanlış anlama.
- Evde, işte görevleri tamamlama zorluğu.
- Bilindik bir yerde kaybolmak.
- Soruları tekrarlamak gibi günlük hayatı bozan hafıza kaybı.
- Ruh hali, kişilik veya davranışsal değişiklikler.
Beyin hücrelerinde dejenerasyonla, önce hafıza kaybı, daha sonra düşünme ve konuşma yeteneğinde gerileme ile davranış değişikliklerine sebep olan, geri dönüşü olmayan ilerleyici nörodejeneratif bir hastalıktır. Alzheimer Hastalığı bir demans türüdür. Demans (bunama), bir kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir.
Alman nöropatolog Alois Alzheimer,1906 yılında 50 yaşlarında, hafıza kaybı ve davranış bozuklukları olan bir hastasının ölümüyle, laboratuvardaki incelemeleri sonucu beyinde nörofibriller düğüm (tangle) ve plakların biriktiğini bulmuştur. Daha sonraki araştırmalarda, bu düğümlerin beyin hücresi içi mikrotübüllerle ilişkili TAU proteininden oluştuğu ve plakların da kümelenmiş amiloid-β-peptidi (Aβ) maddesi olduğu gösterilmiştir.
Alzheimer hastalığı teşhisi; hasta ve yakınlarının anamnezi, sistemik tam bir fizik muayene ve nöropsikolojik testler ile hafızanın değerlendirilmesi, dikkat ve dil becerilerinin gözlemlenmesiyle birlikte beyin görüntüleme yöntemleri (MRI veya PET), laboratuvar testlerinin yorumlanmasıyla yapılmaktadır.
Alzheimer hastalığını, hafıza ve dikkat durumunu etkileyebilecek diğer hastalıklardan ayırmak amacıyla rutin olarak kan hücreleri sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, tiroid testleri ve B12, Folat gibi vitamin testleri yapılmaktadır.
Alzheimer hastalığına benzer belirtileri olan nörodejeneratif hastalıklardan ayırıcı ve kesin teşhis için, kan ve beyin omurilik sıvısından amiloid beta 42(Aβ42), beta 40(Aβ40), ile Tau proteinleri ölçülmektedir. Bu proteinlerin konsantrasyonları ve aralarındaki oranlar, Alzheimer hastalığı risk değerlendirmesinde ve genetik testlere yönlendirmek için de önemli göstergelerdir.
APOE e4, PSEN1 gen mutasyon analizleri, güçlü bir ailevi Alzheimer hastalığı öyküsü olan kişilerde, 60-65 yaş öncesi, semptomlar ortaya çıkmadan, erken başlangıcı yakalamak için yapılmaktadır.
Alzheimer hastalığının sıklığı yaşla birlikte artar, ancak daha genç yaşlarda da başlayabilir. Başlangıç yaşı genellikle hastalığın ailevi olup olmadığını göstermesi bakımından önemlidir.
Ailevi olmayan, daha ileri yaşlarda başlayan grup, Alzheimer vakalarının yaklaşık %95-98’ini oluşturur. Daha seyrek görülen ve 35-55 yaş gibi erken başlangıçlı olan Alzheimer hastalarında 3 farklı gende dominant mutasyonlar tespit edilmiştir. Presenilin 1 ve 2 (PSEN1, PSEN 2) ve Amiloid Prekürsör Proteini (APP). Ancak, bu testlerin, nörolojik değerlendirmeyle koordine olarak, bir genetik uzmanı danışmanlığında yapılması önerilmektedir.
Alzheimer hastalığında tedaviyle ne amaçlanır?
- İnsanların zihinsel işlevlerini sürdürmelerine yardım etmek.
- Davranışsal belirtileri yönetme.
- Hastalığın belirtilerini yavaşlatmak veya geciktirmek.
53 Yorum