Archive Kasım 2017

İnternet, TV, telefone, bağımlılık mı, modern teknoloji hastalığı mı ?

Hayatımızın vazgeçilmezi olan, internet, televizyon, cep telefonları, video oyunları teknolojik kolaylıklar sağlıyorlar, ama kişinin denetiminden çıkmasıyla büyük sorunlara yol açıyorlar. Bağımlılık söz konusu olunca, hemen aklımıza alkol ve madde bağımlılığı geliyor, ancak artık internet bağımlılığı da gündemimizde yer alıyor. İnternetin kullanımının kişinin kendi denetiminden çıkması, internette uzun zaman geçirme, uykusuzluk, internet olmadığında ya da bağlanamadığında

Daha fazlasını oku

Zihinsel yorgunluk, ağzımızın tadını bozuyor!

Günümüzde modern hayata uyum için daha fazla sorumluluklar üstleniyoruz. Ancak zihnimiz daha meşgul ve yorgun düşüyor ki, zihinsel sağlığımız yanında fiziksel sağlığımızda tehlike, risklerle karşı karşıya.  Hatta tat alma duyusunun kalitesi, zihinsel aktivitenin yoğun olduğu zamanlarda bozuluyor. Aktif olarak olarak çalışırken bir şeyler yemeğe çalışıyorsak, tat duyumuz iyice zayıflıyor, daha fazla yememize sebep oluyor.  Beynimiz

Daha fazlasını oku

Biyolojik saatimiz, çok mu önemli!

Biyolojik saatimiz hormon salgısı, metabolizma, uyku ve beyin aktivitesi ve davranış gibi fonksiyonlarımızı düzenlenmesi kadar,  dış ortamla uyumumuzu  sağlar. Dış ortamla biyolojik iç saatimiz arasında ortaya çıkan kronik uyumsuzluklar sonucu, obezite ve  diyabet gibi metabolik hastalıklar, Alzheimer ve diğer sinir sistemi hastalıkları,  hatta kanser türü maliğn hastalıklara eğilim artmaktadır. 2017 yılının Nobel sahipleri Jeffrey C.

Daha fazlasını oku

Diyabet, akciğer ve kalp hastalarına, soğuk uyarısı!

Soğuk havalarda, tatlı(karbonhidrat) ağırlıklı beslenmeye bağlı olarak, kan şekeri dengesi bozulabilir. Ağır yemeklere ilaveten, mandalina, portakal gibi meyvelerin de çok tüketilmesi  kan şekerinin yükselmesine sebep olur.  Elbette kış meyvelerinde çok bulunan C vitamini vücut direnci için yararlıdır, ama içlerinde meyve şekeri de bulunduğundan aşırıya kaçmamak lazımdır. Soğuk günlerde, vücut ısısının dengede tutulması için metabolizma hızı

Daha fazlasını oku

Sigaraya dişlerimiz feda mı olsun!

Her bir sigarada, nikotin, katran, karbonmonoksit, arsenik, siyanür, amonyak, metan gibi  sayısı binleri bulan tahriş edici, toksik ve kanserojen kimyasal bulunmaktadır. Sigara dumanındaki kimyasallar, diş kaybı ve diş eti hastalığı 4 kat artırmaktadır. Diş lekeleri, kötü bir ağız kokusu, dil görünümündeki bozulmayla birlikte, tat ve koku hisleri kaybına da yol açmaktadır. Sigara içenler, aynı zamanda,

Daha fazlasını oku

KOAH VE SİGARA

KOAH diye bilinen, Kronik Obstrüktif(Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı, Akut bronşit, pnömoni (zatürre), astım krizi nedeniyle durumu kötüleşen hastalar, acil ünitelere yetiştirilmeye çalışılıyor. 20 Kasım’da “DÜNYA KOAH Günü” olarak toplantılar ve çeşitli etkinliklerle, bu önemli hastalık için alınacak önlemler ve tedaviler gündeme gelmektedir. Kış günlerinde, hava değişikliği, hareket azlığı ve beslenme bozukluğu nedeniyle, vücut direncinin azalmasıyla solunum

Daha fazlasını oku

Mevsimsel değişiklikler, duygusal bozukluğa yol açmasın!

  Günlük hayatta olaylar, çevresel faktörler,  duygularımıza yansıdığı gibi, kendimizi mutsuz hissetmemize neden olabilir. Mutsuzluk hissi sık olur, uzun sürer, günlük aktivitemize de zarar verirse,  ruh sağlığımızı etkileyerek depresyona eğilimi artırabilir. Hatta çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında, moral bozukluğu, yorgunluk, mutsuzluk şeklinde duygusal bozukluk derecesi artar. Şüphesiz, biyolojik olarak kış aylarında ışık seviyesinin düşük olması,

Daha fazlasını oku

Kadın sağlığı için en büyük tehdit; Diyabet!

Diyabet (şeker hastalığı), kan şekeri yüksekliği, insülin yetersizliği ve direnci ile kendini gösteren, zamanla damar yapısını bozarak, kalp, göz, böbrek ve sinir sistemine hasar veren  kronik metabolik bir hastalıktır. Dünyada 1980 yılında 108 milyon diyabet hasta sayısı, 2016 yılı verilerine göre 422 milyona ulaşmıştır. Bu hızlı artışta, aşırı ve düzensiz beslenmeye bağlı obeziteye kadar çıkan fazla kilolu, ve

Daha fazlasını oku

Çocuklarımızı kanserden koruyalım!

Çocuklar güçsüz, savunmasız olarak toksik çevresel etkenlere karşı korunmaya ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, çocukların dinamik, gelişen fizyolojik yapısı, hava, su ve besinlerle bulaşan kirliliklerden daha çok zarar görmekte, hatta daha sonraki yaşamları da tehlikeye girmektedir. İnsan vücudu, embriyo, fetüs, bebeklik, çocukluk, gençlik ve daha sonrasında, çok sayıda ve yüksek risk oluşturan,  zararlı etkenlere maruz kalmaktadır. Kanser oluşumundan

Daha fazlasını oku